3 Şubat 2011 Perşembe

Çanlar Defne İçin Çalıyor





Kıpır kıpır bir sunucuyu ve bir oyuncuyu uğurladık bugün sonsuzluğa: Defne Joy Foster. Duygusal yazı yazmayı sevmem ama sabah kızın ölüm haberi bana iğrenç bir sabah geçirtti. Öğlene kadar suratım asık, içim bir buruktu. Tamam ahım şahım hayranı değildim, aşık da değildim. Ama ölüm işte; tanımadığınız birisinin bile ölüm haberini duyduğunuzda tüyleriniz diken diken olabiliyor. Kaldı ki, biz neredeyse Defne’yle büyümüştük. Sihirli Annem’i izlemediğimi söylemeyeceğim şimdi, bal gibi izliyordum küçükken.

Yakınımdan biri ölmüş gibi moralim bozuldu bir anda. Aynı şey Barış Akarsu’da falan da olmuştu. İnsan inanamıyor, hazmedemiyor. Aslında hayat o kadar kısa ki… Her şeyi dolu dolu yaşamak lazım, her şeyin kıymetini bilmek gerek. Defne’ye de çok üzüldüm ama en çok üzüldüğüm, daha iki yaşında annesiz kalan bebeğiydi.

Diyecek pek bir şey yok, özleyeceğiz Defne’yi, ömrü bu kadarmış… Bazen hala inanasım gelmiyor, sanki Defne iki gün sonra o komik haliyle çıkıp “Ahaha kandırdım sizi nasıl da kandınız ama!” dese keşke. Ama maalesef değil… Huzur içinde yatsın.

Ernest Hemingway’in Çanlar Kimin İçin Çalıyor isimli eserinde yayınlanan, çok sevdiğim şiirsel metnini paylaşmak istedim nedense:

Ada değildir insan, bütün hiç değildir bir başına; ana karanın bir parçasıdır, bir damladır okyanusta; bir toprak tanesini alıp götürse deniz, küçülür Avrupa, sanki yiten bir burunmuş, dostlarının ya da senin bir yurtluğunmuş gibi, ölünce bir insan eksilirim ben, çünkü insanoğlunun bir parçasıyım; işte bundandır ki sorup durma çanların kimin için çaldığını; senin için çalıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

oh teşekkürler! sosisli pasta kazandınız